21 Ocak 2009 Çarşamba

Yurdumdan teslim manzaraları

Bitse de gitsek... Bunu söyleyip durduk aylarca. Uykusuz gecelere, kafein komalarına son dedik, ama o son gelmedi bir türlü. Dersler bitti, finaller bitti, elin mühendisi memleketine bile gitti biz hala gidemedik. Bekledik. Ama geldi işte, hatta geçti bile. Nasıl mı geçti? Valla zerre kadar yazacak halim yok, daha doğrusu mecalim yok. Bu okul yedi bitirdi beni. Günden güne eridiğimi hissediyorum yahu. Sevmesem inanın katlanamam. İnsan proje teslim etmeye giderken birliğine teslim oluyormuş gibi hisseder mi lan? Ben öyle hissettim işte. Geçti ama. 12 günlüğüne de olsa bitti. Birkaç kare yakaladım sizler için. Şehir ve Bölge Planlaması teslimi ve sonrasıdır. Buyrun efendim...

Onunla başlamazsam olmaz. Emin Hoca yine yanımızdaydı. Bize lojistik destek sundu. Yeri geldi hocaları sakinleştirdi, yeri geldi bizi teselli etti... İyi ki yanımızdaydı. Seni seviyoruz Emin Hoca!


Atölye no 203. Çarşaf çarşaf paftalar serili masalarda. Emeğimiz, alın terimiz, gözyaşımız, yemeyi unuttuğumuz akşam yemeğimiz, sabah orta bahçede içtiğimz bir bardak çayımız, uykusuzluğumuz, paftaya dökülen nescafemiz, otobüslerde milletin tip tip baktığı bazukamız, resim çantamız... Yaa. Uzaktan bakana pek bir anlam ifade etmese de bu kadar önemli şeyler aslında...
(dipnot: Ömrümü yediniz lan!)


Teslimden önce atölyelerde temizlik yapılır. İçeride ne varsa yığılır kapının önüne. Paftadır, makettir, çantadır, monttur aklınıza ne gelirse. Bunlar da temizlik sırasında sınıfta bulunan arkadaşlar. Onları da atmışlar. Yazık. Üzüldüm onlara. Sonra topladık onları ortalıkta kalmasınlar diye. Biri görmez kafalarına basar falan... Allah korusun.

Bu da teslimini yapmış ve koridoru sevinç çığlıklarıyla inleten bir öğrenci modeli. Ortalıkta koşturup taklalar atan modelin evrimleşmemiş hali. Hala bağıracak enerjisi kalmış olması bile ilginçtir aslında. Helal olsundur. Yerde yatanlara da dikkat çekilmelidir ayrıca. Bir üstteki fotoğraf ile arasında yedi fark vardır. Bulunuzdur.


Bu arkadaş ise teslim öncesi son üç gecesini Taşkışla'da geçirmiştir. Bu üç gün boyunca uyuduğu saatler bir elin parmaklarını geçmediği gibi, son gün ozalitte sıra beklerken iyice stres yapmış ve yedi kişiyi Net Copy'nin ikinci katından aşağı fırlatmak suretiyle darp etmiştir. Bu kadar yorgunluk ve stresin üzerine teslimini yapar yapmaz kendini tatlı bir uykuya bırakmıştır. Fazla elleşmiyoruz onunla uyusun gariban. O bunu haketti.

Ve günün en acıklı portresi. Bir dönemin özetini görebilirsiniz burada. Ve projenin insan üzerindeki etkilerini. Yan etki falan değil yani direkt olarak bu hale getiriyor. Bu arkadaşımız günlerce süren teslim hazırlıklarından sonra birdenbire bu hale geldi. Nasıl oldu anlamadık. Ama çok eğleniyordu, mutluydu da. "Kuş gibi hafifledim. Ehe ehe. Enee en birinci ben oldum." deyip duruyordu. İmrendik. Keşke onun gibi rahat olabilseydik dedik içimizden. O ise bir süre daha dolaşıp balonuna bindi ve uzaklaştı. El salladık arkasından.

Sonuç mu? Bitti de gittik.

2 yorum:

  1. süper resimler bunlarr...Ama balonlu selen arkadaşımız kendimin olsa bu kadar sahiplenebileceğim balonumu elimden aldı,bende küstüm gittim=)teslimden sonra yapmak istediğimiz bir şey vardıkii yapamadıkk onu da yapsak teslim gibi teslim olacaktı neyse artık bidahaki teslime =))

    YanıtlaSil
  2. o çarşaf çarşaf paftaların değeri 95 ytl!!
    sevgili hocalarımız
    çirkin olabilir, eksik olabilir, ama not verirken şu verdiğimiz paraya acıyııın barii böhüüü..

    YanıtlaSil